26 Aralık 2014 Cuma

Bir Wattpad Hikayesi: Kötü Çocuk



Bu sıra gündemde olan wattpad kitaplarına yakında bir yenisi daha ekleniyor. Benim gibi birçok okuyucunun da sabırsızlıkla beklediği serinin ilk kitabı 31 ocakta satışa sunuluyor. 

Ne olduğu hakkında bir fikri olmayanlar için biraz özet geçeyim. 
Büşra Küçük'ün yazdığı Ephesus yayınlarından çıkacak olan kötü çocuk serisi çoktan herkesin aklını başından aldı bile. Kitabın fan kitlesi öyle bir boyutta ki 15-20 yıl sonra etrafta küçük Meriç'ler ve küçük Kayla'lar görebilirsiniz. Hatta şimdi bile "Oha tam bir Meriç!" yaklaşımında bulunan insanlarla karşılaşma ihtimaliniz oldukça yüksek.

Aslında wattpad'e ilk olarak Büşra Küçük'ün Sadece serisiyle başlamıştım. O sırada Kötü Çocuk'un ilk kitabının sonlarına yaklaşmışlardı. Ve Sadece serisini bitirdiğimde "Hemen diğerlerini de okumalıyım!" diyerek Kötü Çocuk'a geçiş yaptım. Ben başladığımda ilk kitap bitmiş, ikinciye başlanmıştı. İşte o andan itibaren elimden wattpad'i düşürmez oldum.  Hatta abartıp her yeni bölüm geldiğinde değişik tiplere büründüm, bazı dersler de dahil olmak üzere her yerde okudum.
Kitabı tek cümleyle tanımlamamı isterseniz her okuyucu gibi "Siyah'ın içindeki beyaz nokta." derim.

Sonuç olarak, okuyun okuyun okuyun!


24 Aralık 2014 Çarşamba

Yine Ben

Sanırım konunun ne olduğunu biliyorsunuz. Bu yüzden pek uzatmayacağım.

Böyle de ayrılık konuşması gibi oldu ama.. neyse..

Uzunca bir süredir ortalarda değildim alıştığınız gibi. O yüzden fark edeceğinizi sanmıyorum çünkü buraya bakmama işini iyicene abarttım. Ama yine geri döndüm oley temalı bir post yapıp 10 ay gelmemek istemiyorum. Yani amacım aslında blogumu biraz daha atitfleştirmek. Ancak eğer beni tanıyorsanız imkansızı ne kadar zorladığımı tahmin edebilirsiniz. Hem de sınav dönemi daha bugün başlamışken.

"Bu kadar zaman ne yaptın?" diye sorarsanız, hiç. Gerçekten hiçbir şey yapmadım. Kitap okuma sıklığım giderek yerleri süpürürken ders notlarım da toz alarak onlara yardım ediyorlar. Rezalet bir yıldı -.-

Ama iyi ki doğdum ben yazısını da şuraya sıkıştırmak istiyorum. 17 Aralık'tı doğum günüm, hayatımdaki en mükemmel günlerdendi. Senemin tek güzel tarafı diyebilirim hatta.

20 Ekim 2014 Pazartesi

Book Challenge Tag


Öncelikle merhaba, evet yaşıyorum. Aynı anda çok sorumsuz olduğumun da farkındayım. Zaten bunu siz de fark etmişsinizdir. Her neyse..


Okumaktan büyük keyif aldığım bu tag için Tuğçe beni mimlemiş. Teşekkürleer ^-^



1) İlk Hayranlığım: Percy Jackson ve Olimposlular Serisi. Okuma hayatıma asıl girişi bu seriyle yaptım. Percy benim ilk aşkım ^-^ Rick Riordan'ın, karakterlerin, tüm serinin yeri bende çok ayrı. 

2) Favori Serim: Of. Zormuş bu soru. Şu yandaki tüm seriler desem olmaz mı? Ama tek bir tane söylemem gerekirse Usta Serisi diyebilirim muhtemelen. Çok mükemmeldi. Başa alıp alıp tekrar okumak geliyor içimden. Karakterler, konu, olaylar o kadar iyi düşünülmüş ve o kadar özgün ki.. Bayılmıştım.

3) Favori Kitabım: Şu an da okumakta olduğum Labirent: Ölümcül Kaçış. Daha okumadan bu yargıya nasıl vardığımı sorarsanız ben de bilmiyorum ama bayıldım. Gerçekten. Filmini de izledim tam kitabın ortalarını okurken falan. Kitap uyarlamalarını iğrenç yaptıklarını düşünen biri olarak Labirent'in filmine de bayıldım. Böyle mükemmel bir uyarlama olamazdı. Farklılıklar vardı elbette ama pozitif yöndeydi.

29 Ağustos 2014 Cuma

Kitaplığınızdaki En İyi 10 Kitap Kapağı



Mimlenmişiiim ^.^ Tahmin edeceğiniz üzere Hayallerimde Saklı Gerçekler tarafından. Sen de olmasan Tuğçe.. Teşekkürleeer :3


1) Ruhsuz



Sadece kapağı için bile alabileceğim bir seri. İçerik olarak en sevdiklerimden olduğunu söyleyemeyeceğim ama kapağı tam bir harika.


2) Melez Sözleşmeleri


   


Tuğçe'den özenerek tüm seriyi bir maddeye koyuyorum. Yoksa konunun başlığını Kitaplığınızdaki En İyi On Kitap Kapağı yerine, Kitaplığınızdaki Melez Sözleşmeleri Kapakları olarak değiştirmem gerekecekti.

Seriye zaten başlı başına bayılıyorum bu nedenle bitmesinden korktuğum için Avcı'yı okuyamadım. Bu gidişle serilerin son kitaplarını okumayan bir kız olarak hayatıma devam edeceğim.

28 Temmuz 2014 Pazartesi

Kitap Yorumu: Kemikler Şehri



Orjinal Adı: City Of Bones/ The Mortal Instruments #1
Türkçe Adı: Kemikler Şehri/ Ölümcül Oyuncaklar #1
Yazar: Cassandra Clare
Çevirmen: Selim Yeniçeri
Yayınevi: Artemis
Sayfa Sayısı: 571


__________________________________________________________

Arka Kapak

Vampirler, kurtadamlar, periler, gerçek aşk ve aklınızı başınızdan alacak birçok şey. "Ölümcül Oyuncaklar" hafızanıza kazınacak.
On beş yaşındaki Clary Fray, New York'ta Pandemonium Kulüp'e doğru yola çıktığında bir cinayete tanıklık edeceği hiç aklına gelmezdi. Hele ki, bu cinayetin daha önce hiç görmediği acayip silahlara sahip tuhaf dövmeli üç genç tarafından işleneceğini hayatta düşünemezdi! Clary, polisi arayabileceğini biliyordu fakat ceset bir anda ortadan yok olunca ve canileri Clary'den başka kimse göremediği için durumu açıklamak pek kolay olmayacaktı!
Clary'nin onları görebilmesine çok şaşıran katiller kendilerini Gölge Avcıları olarak tanıtacaktı. Yani, dünyayı şeytanlardan arındırmaya ant içmiş gizli bir kabile! 
__________________________________________________________



Okul zamanı okuyup da yorumlayamadığım kitaplardan birisi. Gerçekten bayıldım. 

Bir Adet Mim ^.^


Uzun süredir mim yapmıyordum. Hele de kitaplar hakkında. Özlemiş miyim ne? :D Bu mimi bana ulaştırdığı için Tuğçe'ye de aşırı kocamaaaan teşekkürler ^.^ Onun cevapları için de oraya, buraya, şuraya tıklamanız yeterli :D

O zaman geçelim sorulara..


1) Ne sıklıkla kitap okursunuz?

Sanırım vakit bulduğumda ve üşenmediğimde. Bir de kitabın sarıp sarmamasına göre değişiyor. Genelde elime alıp bitirmeyi severim kitapları. Her gün 20'şer sayfa okumaktansa bir gün oturup 100-200 sayfa okumayı tercih ederim. Zaten başladım mı bırakamıyorum, ama başlamam tam bir olay.

2) En sevdiğiniz yazarlar hangileri?

Sevdiğim yazarlar listesi uzar gider sanırım. Ama ilk aklıma gelenler Cassandra Clare, Jennifer L. Armentrout, John Green, Maria V. Snyder. Hepsini soruyorsanız şu yanda bir yerlerde 'Sevilen Kitaplar' kısmı var, işte onları yazanların hepsi benim canım :D

3) En beğendiğin kitaplar hangileri?

Yukarıda yazdığım yazarların kitapları :D O kadar üşengecim ki isimlerini tekrar yazmıyorum bile. Ama genelde okuduğum çoğu kitabı beğendiğim için -ya da hep beğeneceklerimi okuma listesine ekliyor da olabilirim- sevilen kitaplar kısmına bakmanız yeterli. Evet, sevilen kitaplar kısmı önemli :D 

Bir kitapsevere sorulabilecek en zor soru bence. Arkadaşlarım tavsiye istediğinde bir milyon tane kitap sıraladığımı düşünürsek tek tek yazmaya üşenmekte haklıyım sanırım :D Ama özetlersem kurgusu sağlam olan ve içindeki karakterleri duvara fırlatmak istemediğim kitapları genelde severim :D -Melez Sözleşmeleri'ndeki Alex'i bazen duvara fırlatmak istiyorum ama sanırım bu bir istisna-

4) Yerli / yabancı hangi yazarları tercih edersin?

Tabii ki de yabancı. Ağırlıklı olarak fantastik kitaplar okuduğum için neredeyse sadece yabancı okuyorum. Ama birkaç tane başka türlerde okumak istediğim Türk yazar var. Yine de tercihim yabancıdan yana. 

24 Temmuz 2014 Perşembe

Ufak Bir Bilgilendirme Yazıcığı



Merhaba, merhaba, merhaba! Uzun bir sürenin ardından bir bilgilendirme yazısı yazmaya karar verdim. Yine. Bu kız bilgilendirmeden başka bir şey yapamıyor herhalde diyeceksiniz belki ama -demediyseniz de diyebilirsiniz yani tü bana - bu sefer iş gerçekten biraz sıkıntılı.

Kitap okumaya devam ediyorum elimden geldiğince. Bu arada hemen söyleyeyim, yarın bir yorum yayınlayacağım. Aslında yorumu iki gün önce yazdım ama maalesef alıntılara bakmaya fazlasıyla üşendim. Kesinlikle kötü ve üşengeç bir bloggerım. 10 maddelik kötü ve fazlasıyla üşengeç bloggerlar listesinde 10'unu da kaplayabileceğimden eminim. Üşengeçliğimin yanında yazdığım yazıyı bin beş yüz yirmi sekiz kere okuma çabam da ayrı bir olay. Neyse konudan iyice uçtum.

10 Haziran 2014 Salı

Bir Geri Dönüş Yazısı

Geri döndüm. Sanırım ve umarım. Bu lise işi beni bitirdi. İnsan bir yorum yazmaz mı? Yazmazmış. Neyse, sonuç olarak yaz geldi ve ben de geri dönüş yaptım. Daha geçen yazdan kalma yorumlanmamış kitaplarımla buradayım. Ne ara yorumlayacağımı bilmiyorum, aslında yenilerini de yorumlayacağım düşünülürse işim biraz zor sanki. Çok değil canım, birazcık.

Madem geri döndüm, blogda biraz değişiklik yapıyım dedim. Şöyle arka plan falan. Ne zamandır değiştirmek istiyordum zaten, ama anca şimdi içime sindi. İyi oldu gibi ya, turkuaz iyidir.

Teknik olarak yaz tatiline girmedim aslında. Daha okulun son haftasındayız. Ama ben örnek öğrenci olarak okulun son haftasını ekmiş bulunmaktayım. Bu arada size de sevgiler sayın ortalamayı yükseltmeyen hocalarımız, çok sevgiler..

Bir yılı daha geçiştirmiş olmakla beraber gitsin okul, gelsin yaz tatili, gitsin sınavlar, gelsin kitaplar, gitsin ödevler, gelsin yorumlar..

Unutmadan, hâlâ yaşıyormuşum. İlginç bir şey tabii.


4 Mayıs 2014 Pazar

Buraya Kitap Fuarının Gelmemesinin Sebebi: Ben!



Bu bir fuar alışverişi olsa da geleneğe dahil etmeliyim. 4.Geleneksel Evde Onca Okunacak Kitabı Varken Kitap Almaya Devam Eden Kızın Kitap Alışverişi'ne hoşgeldiniz ^.^

"Yok artık! Fuarı eve götürseydin." dediğinizi duyar gibiyim. Bu benim iç sesim de olabilir tabii. Bu sefer cidden kendimi aştım, kitaplığımı da aştım hatta taştım yani :D Baya kitaplığım tıklım tıklım şu an. Bu yeni ufaklıklarım ise bir kutunun içinde duruyor. En kısa sürede odamın duvarlarını kitaplıkla kaplamalıyım, bu böyle olmayacak.

Sırf fuar için kalkıp İzmir'e gitmemiz de ayrı bir konu. Evet bu ilk Tüyap'a gidişim. Küçük fuarlara gittim ama bu kadarı tamamen göz alıcı. O kadar seçenek var ki, ne kadar alırsanız alın "Şunu da mı alsaydım?" diye bir düşünce mutlaka aklınızda zıplamaya başlıyor. Hatta bu düşünce utanmayıp kapıdan geri çevirebiliyor sizi. Sonra da "Ben ne almışım?" faslı başlıyor. 

İnsan 24 kitap aldığını fuardan çıkınca mı fark eder? Bir de listem vardı elimde, hani daha alacaktım. Tabii elinizdeki bütçeyi bitirince listenin bir anlamı da kalmıyor. İstediği kadar uzun olsun :D Gerçi annem bütçeme biraz destek sağladı, hatta baya destek sağladı. Sherlock Holmes serisini ve Demir Kral'la, Ölümcül Kaçış'ı o aldı. Bütçemin birazını da babam sayesinde toparlamıştım zaten. Bu nedenle annemler yazımı okumasa da -Kendilerinin blogum olduğundan bile haberleri yok- buradan onlara kocaman teşekkürler. Bu kitap manyağı kızla nasıl başa çıkabiliyorsunuz hayret doğrusu :D

İşte buraya fuarın gelmemesinin asıl sebebi de benim zaten. Her gün gidip üçer beşer kitap alsam fuar diye bir şey kalmaz galiba.

19 Nisan 2014 Cumartesi

Kitap Alışverişim - 4



3.Geleneksel Evde Onca Okunacak Kitabı Varken Kitap Almaya Devam Eden Kızın Kitap Alışverişi'yle karşınızdayım. 

Uzun süredir bilgisayara girmiyordum. Dolayısıyla bloga da uğrayamadım. Çok boşlamışım cidden. O kadar yorum birikti ki.. Hatta bu alışverişi yapalı çok oldu. Aldığım tarihi bile unuttum. Hatırlayınca buraya eklerim artık :D Umarım bir gün şu zaman programlamasını yapmaya başaracağım. Hayır yani, o kadar düzenliyorum vakitlerimi, en fazla üç gün sonra planın plan denecek yanı kalmıyor :D

Neyse, çok uzaklaştım konudan. Bu alışverişimde de yine bir indirim faciası yaşadım. Facia diyorum çünkü indirim olunca kendimi tutamıyorum :D Sonra evdeki kitaplar neden gökdelen oldu?

Kitap Alışverişim - 3



2. Geleneksel Evde Onca Okunacak Kitabı Varken Kitap Almaya Devam Eden Kızın Kitap Alışverişi'ne hoş geldiniz :D

Aklımda hiç kitap almak yokken yine bir indirime kurban gittim. Öyle bir iki kitap da almadım, resmen kitap reyonuna dalıp elime ne geçtiyse aldım çıktım.

İşin iyi yanı yeni olan kitaplarda da indirim olmasıydı. Bir an öldüm de cennete mi düştüm diye düşündüm doğrusu :D Kampanya Ocak'ın sonuna kadar geçerli olunca ve biz de o sırada İzmir'e gitmiş olunca şehirdeki iki Migros mağazasını gezebildim.

Görüldüğü gibi yine tonlarca Dex'i kucaklayıp geldim. Aslında Avcı indirimde değildi ama görünce içimi kaplayan onu da kucaklama hissimle reyona uçtum. Evet evet yaptım bunu. Böyle bir de ağır çekimde yaşadım o anı. "İnaaannmıııyoooruuuum!!" diye bağırdığımı hatırlıyorum ben. E tabi ağır çekimde olunca..

8 Şubat 2014 Cumartesi

Kitap Yorumu: Opal




Orjinal Adı: Opal/ Lux #3
Türkçe Adı: Opal/ Lux #3
Yazar: Jennifer L. Armentrout
Çevirmen: Bilge N. Zileli Alkım
Yayınevi: DEX
Sayfa Sayısı: 419


♥ Sanırım kalbim duracak.


Oniks'in sonunda bize merhaba diyen karakterimizden sonra kitabımız bir süre beklenilenden durgun ilerledi. Ama bu sadece fırtına öncesi sessizlikmiş de haberimiz yokmuş.

- Önceki kitaplar hakkında spoiler içerebilir demedi demeyin -

Her şey iyi güzel derken bizde macera biter mi? Tabiki de hayır. Şimdi de başımızda bir aşık ikizimiz var. Tüm aile Dawson'ı yerinde tutmaya çalışıyor. Ama onun aklında bir tek kişi var: Beth. Tek isteği onu SD'nin elinden kurtarmak. 

31 Ocak 2014 Cuma

Kitap Yorumu: Oniks



Orjinal Adı: Onyx/ Lux #2
Türkçe Adı: Oniks/ Lux #2
Yazar: Jennifer L. Armentrout
Çevirmen: Bilge N. Zileli Alkım
Yayınevi: DEX
Sayfa Sayısı: 395



♥ Taş gibiydi ama bildiğin dayaklıktı.

Bol Daemon'lu bir yarıyıla hazır mısınız? Her türlü oluşabilecek göz kararması, baş dönmesi, el ayak dolaşması, bayılma, kalp krizi ve şiddetli Daemon isteme rahatsızlıklarından müessesemiz sorumlu değildir. Ona göre, okumadan önce bir bardak soğuk suyu yanınızdan eksik etmeyin.

Öncelikle bu yorumu daha önceden yazdığım için tüm duygularıma tanık olabilirsiniz :D Yoksa okuyalı baya olmuştu ben bile ne delilikler yaptığımı unuttum. Muhtemelen okumayan sayısı da oldukça azdır ama ben yine de yorumumu yayınlayacağım. İçimde kalır sonra :P

Bu yorum kaçıranlar veya tekrar hatırlamak isteyenler için :D

---------------------------
- Az biraz spoiler içerebilir -

Yok artık! Yok artık! Yok artık! Bu nasıl bir kitaptı? Bir günde bitti. Hatta Obsidyen'i de aynı günde bitirip anında Oniks'e başlamıştım. Ve hiç ara vermeden bitti. Arada da yemek yemeyi unutmuşum tabi, kitap bittiğinde açlıktan ölüyordum :D

Bir de kitabın başında "Büyük, küçük tüm kitapseverlere ve kitap blogu yazarlarına adanmıştır." demez mi? Ciddi ciddi üstüme alındım, sırıtarak başladım okumaya. Aslında o zaman blogum yoktu ve o kısmını üstüme alınmamıştım ama şimdi tekrar bakınca işte bu kitap benim için yazılmış diyip iyice sahiplendim kitabı.

28 Ocak 2014 Salı

Açlık Oyunları Alışverişim


Açlık Oyunları'nın etkisinden kurtulamayan biri olunca alaycı kuş eşyaları gördüğüm an deliriyorum tabi.

Zaten aklımda kolyesini almak vardı. Ama bir süreliğine kendimi onu bulamayacağıma inandırmıştım. Ta ki o siteyi görene kadar..
Bu kadar mı güzel olmak zorundalardı? Rahat bir yarım saat aşkla bakmışımdır. En sonunda bizimkilere de tüm lütfenlerimi göndererek almaya ikna ettim.

24 Ocak 2014 Cuma

Blogum Yaşıyor Mu Doktor Bey?

Böyle de saçma bir başlıkla karşınızdayım. Sonunda gelebildim.

Aslında bu hafta sonu yorumlarıma başlamayı planlıyordum. Ama işler hiç de beklediğim gibi gitmedi. Her şey bir sınav döneminde başladı.. Bundan da güzel sinema filmi olurmuş. Korku-gerilim türünde bir başyapıt: "Dönemin Son Sınavları" 

Filme konu edilebilecek iki hafta boyunca kaç tane sınav ve performansla boğuştum bilmiyorum. O kadar çok ders var ki sadece isimlerini say deseniz bile aynı anda aklıma gelmezler :D Performanslar da bir tane değil ki  çoğu 2-3 tane. Bir de o kadar ders olunca ne uyku var ne nefes almak. 

Bu aşırı rahat geçen sınav haftasının ardından hasta da olunca tüm planım da kaldı tabi. İnsanın günde 5 kere ateşi mi çıkarmış. E düşme hiç yormayalım istersen. Kolilerce ilaç içerek bunu da atlattım ve sonunda burdayım. 
Evet hâlâ yaşıyorum. Blogum da yaşıyordur umarım doktor bey :P

En azından yarıyılda elimden geldiğince telafi edeceğim. Geri döndüüüm :D


1 Ocak 2014 Çarşamba

Hoşgeldin 2014



Bir yıl daha sona erdi. Bana göre 2013, ne çok güzel geçti ne de çok kötü. 
2014'ün hepimiz için kat kat daha güzel geçmesini diliyorum. Bu yıl yeni başlangıçlara adım atmanın tam zamanı.

Umarım tüm dilekleriniz gerçekleşir. Hepinize mutlu ve bol kitaplı yıllar :)

Açlık Oyunları'nda da dendiği gibi:
"Ve şans sonsuza dek sizinle olsun."



Geç Kalmış Bir Doğum Günü Yazısı



Geç kalmış bir doğum günü yazısı bu. Fazlaca geç kalmış hem de. Okula ve sınavlarıma verin, ya da üşengeçliğime :D

Evet benim doğum günüm o gün. Aslında aynı gün içinde edebiyat sınavı ve sürpriz deneme sınavı olmasa güzel bir gün sayılabilirdi. Neyse ki daha zamanı gelmeden doğum günümü iki kez kutlamıştım. Bir de 17'sinde kutladım etti üç :D