8 Eylül 2015 Salı

Team Nathan





Team olmak için illa aşk üçgenine gerekirmiş diyerek bu işe başlamıştık. Daemon ve Travis'ten sonra şimdi sıra Nathan'da. Serinin ilk kitabı olan Bela'nın yorumuna buradan, oradan, şuradan ulaşabilirsiniz. Lafı çok fazla uzatmayacağım, umarım beğenirsiniz. 



Kitap Yorumu: Bela




Orjinal Adı: Half Bad/ The Half Bad Trilogy #1
Türkçe Adı: Bela/ Bela #1
Yazar: Sally Green
Çevirmen: Taylan Taftaf
Yayınevi: Dex
Sayfa Sayısı: 396



__________________________________________________________

Arka Kapak

Sen bir cadısın, yarı Ak, yarı Kara. Okuyamıyor, yazamıyorsun ama iyileşiyorsun hızla. Karanlık çökünce kapalı bir yerde kalırsan hasta oluyorsun. Annalise'e çok âşıksın ama Ak Cadılardan nefret ediyorsun. On dört yaşından beri bir kafesin içinde tutsaksın. Kaçmalı ve o korkunç, katil babanı bulmalısın. Bunu başarmalısın, on yedinci yaş gününden önce hem de. Çünkü sen yok edilmesi gereken bir Bela'sın.

__________________________________________________________



Kusura bakmayın ama ben bu kitaba bayıldım. Öncelikle o kapak.. O kapak nasıl güzel bir şey öyle. Yemin ederim ilk çıktığı an kapağına aşık olup konusunu bilmeden ben bu kitabı almalıyım dedim. Üstelik Dex, daha ne olsun..

Yorumlama konusunda biraz gecikmiş olabilirim. Ya da çok gecikmiş olabilirim. Ama inanın bana yaz tatilim oldukça sıkıcı ve bunu engellemek için yapabileceğim hiçbir şey yok. Üstelik kitap okuyasım gelmiyor. Gerçekten bu durum canımı sıkıyor. Yeni bir şeyler okumadığım için yorumlayacak bir şey olmuyor. Okuyup da hemen yorumunu yapmadığım kitapların yorumunu yazmak da zor, çünkü unutuyorum. Ama Bela'dan o kadar çok etkilendim ki aylar geçmesine rağmen yorumlarken o kadar zorlanmıyorum.

Her neyse, bu kadar okuyamama sorunumdan bahsettiğim yeterli.

Kitaba geçersek, oldukça ilginç bir anlatımı var. Ya da ağzı mı demeliyim? Özellikle okumaya ilk başladığımda ne olduğunu şaşırdım. Alışması zor oluyor gerçekten.