31 Ocak 2014 Cuma

Kitap Yorumu: Oniks



Orjinal Adı: Onyx/ Lux #2
Türkçe Adı: Oniks/ Lux #2
Yazar: Jennifer L. Armentrout
Çevirmen: Bilge N. Zileli Alkım
Yayınevi: DEX
Sayfa Sayısı: 395



♥ Taş gibiydi ama bildiğin dayaklıktı.

Bol Daemon'lu bir yarıyıla hazır mısınız? Her türlü oluşabilecek göz kararması, baş dönmesi, el ayak dolaşması, bayılma, kalp krizi ve şiddetli Daemon isteme rahatsızlıklarından müessesemiz sorumlu değildir. Ona göre, okumadan önce bir bardak soğuk suyu yanınızdan eksik etmeyin.

Öncelikle bu yorumu daha önceden yazdığım için tüm duygularıma tanık olabilirsiniz :D Yoksa okuyalı baya olmuştu ben bile ne delilikler yaptığımı unuttum. Muhtemelen okumayan sayısı da oldukça azdır ama ben yine de yorumumu yayınlayacağım. İçimde kalır sonra :P

Bu yorum kaçıranlar veya tekrar hatırlamak isteyenler için :D

---------------------------
- Az biraz spoiler içerebilir -

Yok artık! Yok artık! Yok artık! Bu nasıl bir kitaptı? Bir günde bitti. Hatta Obsidyen'i de aynı günde bitirip anında Oniks'e başlamıştım. Ve hiç ara vermeden bitti. Arada da yemek yemeyi unutmuşum tabi, kitap bittiğinde açlıktan ölüyordum :D

Bir de kitabın başında "Büyük, küçük tüm kitapseverlere ve kitap blogu yazarlarına adanmıştır." demez mi? Ciddi ciddi üstüme alındım, sırıtarak başladım okumaya. Aslında o zaman blogum yoktu ve o kısmını üstüme alınmamıştım ama şimdi tekrar bakınca işte bu kitap benim için yazılmış diyip iyice sahiplendim kitabı.

Kitabımız hiç hız kesmeden devam ediyor. Daha en baştan kalemle dürtmeler, kurabiyeler, Daemon ve Kat'in o halleri.. Ve tabiki Daemon, Daemon, Daemon.. -Şu an kimden duyduğumu hatırlamadığım "Bir şeyi kırk kere söylersen gerçek olur." sözünü test etmeye başladım bile.-


Her şey iyi güzel derken kitaba bir malum şahıs dahil oldu. Neydi adı? Boris? Biff? Brad? Daemon sağ olsun Blake'e 'Blake' dışında demediğini bırakmadı. B ile başlayan ne varsa sıraladı. Ama benim favorim balık suratlı :D 

Kat, Daemon ile arasındaki bağ yüzünden ondan hoşlandığını düşündüğünden tüm hizlerini göz ardı edip balık suratlıyla çıkmaya başladı. Hayır yanında Daemon var, sen nasıl balık suratlıya bakabilirsin ki? Çarpılırsın yani. Başına gelmeyen de kalmadı zaten.

Ehm.. Neyse devam ediyorum. Blake Kat'in de kendisi gibi olduğunu öğrenince ona yardım teklifinde bulundu. Bizim saf da kabul etti. Ah bir dinleseydin Daemon'ı. Sonra gelsin mal mal eğitimler.. Az kaldı ben bıçaklayacaktım Blake'i. Ama ben baştan beri biliyordum bu veletin ne terbiyesiiiz, ne ahlaksııız, ne iki yüzlü olduğunu. Daemon da biliyordu bak iki dakika dinleseydin öküzcüğümüzü -gerçi bu kitapta pek öküz halini görmedik ama olsun- bunlar olmayacaktı. 

O Blake de ne iki yüzlü çıktı ya. Saman altından su yürüttü, hatta suyu bırak saman altından insan öldürdü resmen. Yapılır mıydı bu şimdi? Adam ve Dee.. -Daha fazla konuşamayacağım.- Kat ile Dee'nin arasını da açtı. Biri şu balık suratlıyı camdan atsın bence.


İşin kötüsü ben daha bu olayı sindirememişken Will.. Höst yani Will, sana noluyor be? Tamam Blake'e zaten baştan beri ısınamamıştım ama Will...

Bunun dışında bir de Daemon'dan bonus puan durumu var ki sormayın gitsin :D Puan da puan yani. Tam onun bölümü. Ama Kat anlatırken bu kadar komik değildi. Kendine hanım evladı dedi ya..

Kısacası Obsidiyen'den daha yoğun bir kitaptı. Hem duygu hem olaylar açısından.. Her ne kadar eğlenceli bir kitap olsa da bunun yanında birçok duyguyu da içinde barındırıyordu. Şöyle bir dönüp bakarsak her satırına kadar dolu dolu bir kitaptı. Hele bitişi şok ediciydi. Sayfayı çevirince bir de bakıyorsunuz kitap bitmiş. Sonra gelsin Jen'e isyanlar..


Eğer okumayan varsa mutlaka alsın okusun, daha fazla bekletmesin. Daemon bekletmeye gelmez :D

♥ Serinin ilk kitabı Obsidiyen'in yorumu için tıklayın ♥


♥ Oniks'ten Alıntılar ♥
--------------------------------------------------------------------------

♥ "Kurabiye yer misin?" diye sordu, çikolata parçacıklarıyla dolu bir kurabiye uzatarak.
Midem kötü olsun ya da olmasın, bunu reddetmemin imkanı yoktu. "Tabii."
Çarpık gülümsemesiyle bana doğru eğildi; dudakları dudaklarıma çok yakındı. "Gel de al."
Gel de al mı?.. Daemon, kurabiyenin yarısını o dolgun ve tamamen öpülesi dudaklarının arasına koydu.
Hay ben böyle işin...
--- Daemon ve Kat, sayfa 12 ---


♥ "Klasikleri okuyabildiğini bilmiyordum."
"Şey, ben genelde resimli ve kısa cümleli kitapları tercih ederim ama arada değişiklik yaparım."
"Dur tahmin edeyim, sevdiğin resimli kitaplar boyayabildiklerin mi? 
"Hep de taşırarak boyarım."
--- Kat ve Daemon, sayfa 42 ---


♥ "Dediğine göre onu dövmüşsün."
"Evet, dövdüm."
"Daemon, erkekler benim hakkımda konuşuyorlar diye onları dövemezsin."
"Aslına bakarsan, döverim."
--- Kat ve Daemon, sayfa 89-90 ---


♥ "Özür dilemeye geldim."
"Ne?" Şaşırmış, afallamış, apışıp kalmıştım. "Yine mi özür dileyeceksin? Ne diyeceğimi bilmiyorum. Nutkum tutuldu."
--- Daemon ve Kat, sayfa 97 ---


♥ Kıpkırmızı oldum. "Bakmıyordum." 
Daemon tek gözünü açtı. "Yalan söyleyince kıpkırmızı oluyorsun hep."
"Kızarmıyorum." Kızarıklığın, boynumdan aşağıya yayıldığını hissettim.
"Yalan söylemeye devam edersen galiba gitmem gerekecek." diye tehdit etti yarı gönülsüzce."Namusumun güvende olduğunu düşünmüyorum."
--- Kat ve Daemon, sayfa 109 ---



♥"Bugün de ren geyikli çoraplarını mı giydin?"
"Hayır. Benekli çoraplarımı giydim."
"Eldiven çorap mı?"
Yok, normal olanından." dedim aptalca bir gülümsemeye karşı koyarak.
"Ne desem bilemiyorum. Ren geyikli çoraplarını gördükten sonra normal çoraplar o kadar sıkıcı geliyor ki."
--- Daemon ve Kat, sayfa 111 ---


♥ "O sandalyeyi ben hareket ettirmedim, Kedicik."
"Biliyorum."
"Galiba yerini beğenmedin, öyle mi?"
"Yolunun üzerindeydi."
--- Daemon ve Kat, sayfa 131 ---


♥ "Bırak şu zincirleri." dedi Will'e. "Lütfen."
Yüreğim bin parçaya ayrıldı. Daemon asla yalvarmazdı.
--- Daemon, sayfa 371 ---

--------------------------------------------------------------------------
Siz siz olun, bu seriyi okuyun, okutun.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder